27 Ekim 2015 Salı

Neden Koşuyorum ?


Önce insan kendi için koşar, vücudunu hareket ettirmek, spor yapmak, kendi sınırlarını keşfetmek... 10 km koşmadan önce benim bildiğim sınırım 6 km'ydi, hayatımda ilk defa geçen sene 2014 yılının Kasım ayında İstanbul Maratonu'nda 10 km koştuğumda ise bu sınırımı yükseltebileceğimi gördüm. Bundan sonra Antalya ve Bozcaada'da hiç durmadan 10 km koşabildikten sonra, İstanbul'da koştuğum parkurun şans eseri olmadığını, gerçekten 10 km koşabildiğimi kendime de kanıtlamış oldum. 

 

İnsanın koşarken aldığı keyif ve bir hedefi bitirmenin verdiği haz dışında aslında insanın onlarca insanla birlikte bir maratonda, bir organizasyonun parçası olarak çok büyük bir sosyal ortamda, onlarca insanla aynı duyguları paylaşarak, aynı ulvi amaca hizmet vererek koşması ise kelimelerle anlatılabilecek bir duygu değil sanırım. Yaşayıp görmek deneyimlemek gerekiyor böyle bir duyguyu. Senin kendi imkânlarınla (kendi bedeninle, kendi nefesinle, kendi ön çalışmaların ve gayretinle) bir insana, bir topluluğa, bir organizasyona destek verebiliyor olmandır bu anlatılamaz duyguyu yaratan.

 

Neden koşuyorum, kendim için koşuyorum, kendi sınırlarımı tanımak ve daha ileriye götürmek için koşuyorum.

 

Neden koşuyorum, büyük bir organizasyonun bir parçası olmak ve onlarca insana ulaşmak, onlarla bağlantı kurmak için koşuyorum.

 

Ama aslında neden koşuyorum?

 

Önceki nedenlerin hepsini bırakın: Ben insan olduğum için, insanın insana destek olması, yardımcı olması, insanın insanın yanında olması ve insandan insana sadece iyi niyet, sevgi, dostluk ve kardeşlik aktarılması gerektiğini düşündüğüm için koşuyorum.

 

Ben barış için koşuyorum, ben aşkla koşuyorum. . .







6 Ekim 2015 Salı




Yaşadığım çevreye uymak yerine, yaşadığım çevreyi güzelleştiriyorum. Yani, elimden geldiğince . . 

Sanırım artık kendimle ve Esenyurt'la barıştım.