19 Temmuz 2013 Cuma

Mete dogdu!!

Hayatimin En Onemli Rengi - METE

Hayatimin rengi biricik oglum Mete Haziran'in son haftasi dunyaya geldi.

Erkek cocugu annesi olmak, daha dogrusu cocuk annesi olmak gercekten bambaska bir duygu.
Ancak onunla vakit gecirmek baslarda umdugumdan biraz zor oldu ne yalan soyleyeyim.

Bizimkisi daha dogmadan rengini belli etmisti zaten. Donmemekte direnen dik basli bir bebek:)
Ters gelecegim diye tutturunca normal dogum hayallerim yerini sezeryana birakti.
Sezeryanda epidural spinal anestezi uygulandigi icin bebisimi dogdugu anda ameliyathanede gorebildim. Tabii o sirada yatar pozisyonda oldugum ve pek de kimildayamadigim icin ona cok dokunamadim ve onunla ilk bagi hemsirelerin yardimiyla onunla yanak yanaga gelerek kurabildim.
Sonrasinda benim kafasina buyruk dik basli bebisim annesini emmeyi reddetti ve dogumundan bu zamana gecen sure boyunca benim ve annemle kardesim icin buyuk bir mucadele basladi diyebiliriz.

Mucadelemizin ismi: Biberon kullanmadan nereye kadar?

Evet, bebegimiz dogali neredeyse 4 hafta gecti ve biz hala minik Metecik'i memeye alistirmaya calismakla ve ondan arta kalan zamanda onu ac kalmasin diye cay kasigi ya da siringayla beslemekle geciriyoruz zamanimizin cogunu. Baslarda bir ogunde 30 ml icen kucuk Mete, su siralar bir ogununu 90 hatta 120 ml'ye cikardi, kasikla beslemenin ne kadar zorlasacaginin farkindayiz ve biberona gecince cocugun emmekten vazgectigi tezine dayanarak ( her ne kadar aksini ispatlayanlarin da oldugu asikar olsa da) bir sonraki doktor randevusuna kadar bebegi memeye yonlendirme gayretindeyiz.
Eger o zamana kadar da meme emmeyi basaramazsak, doktor artik bebegin de giderek daha cok yiyecegini ve bebegi kasikla beslemenin sinirlari zorlayacagina dikkat cekerek bize biberona gecmemizi tavsiye edecek. Bu durumda biberon icmeye basladiktan sonra da ben yine meme emmesi icin elimden geleni yapmaya calisacagim.

Dedigim gibi baslarda cok zorlandik. Ben hele, hem psikolojik olarak cocugumu emziremedigim icin, ayni zamanda da sezeryandan cikmis bir insan olarak agrilarima katlanmaya calisirken bir yandan iyilesmeye bir yandan da uykusuzluga alismaya calisiyordum. Simdilerde ise bu durumu kabullendigim icin manen daha rahatim ve bebegimizi besleme isini yoluna koydugumuz icin ( ayni zamanda tecrubemiz de arttigi icin) kendime daha cok zaman ayirabilip biraz daha dinlenmeye zaman bulabiliyorum.

Onemli olan bebegimizin sag salim dunyaya gelmis olmasi. O kadar tatli bir sey ki onu kucagima alip o sevimli suratina baktigimda her seyi unutuyorum. Meme emmis emmemis artik umrumda degil. Anne sutunu sagarak da 3-4 ay idare edilebildigin duydum, hata sagarak 6 ay bile anne sutu verenleri biliyorum. Dolayisiyla artik anne olmanin guzelligini tatmaya baslamak istiyorum. Baslarda yasadiklarim aslinda tecrubesizligimden ve dunyaya getirdigim o minik bireyin sorumlulugunun omuzlarima yuklenmis olmasindan kaynaklaniyor.

Hadi bakalim Metecik, bakalim bundan bir kac hafta sonra elimde biberonla mi dolasir olacagim yoksa sen artik buyumus, guclenmis ve emmeyi becermis bir bebis mi olacaksin? . . .

28 Mart 2013 Perşembe

Modern Romeo Juliet



Odyssey Dance Theatre - Romeo + Juliet Today

American Dance Theatre Odyssey tarafından sahnelenen Modern Romeo Juliet performansını 27 Mart 2013 Çarşamba akşamı Türker İnanoğlu Maslak (TIM) Show Center'da izledik.

Uzun zamandır modern dans gösterisine gitmemiş aç bir insan olarak gösteriyi büyük şevkle izledim.

Gösterinin teması Romeo ve Juliet'ten esinlenmiş, yine Verona'da geçiyor ancak günümüz Verona'sına ve günümüz koşullarına uygun olarak değiştirilmiş konusu. Çok fazla detaya girmeden belirtmek gerekirse Verona'daki iki büyük çete arasında geçen çekişmeler, dövüşler, kavgalar, aşk, tutku ve ölümlerden oluşan bu teatral şovun American Dance Theatre Odyssey'nin danslarıyla çok güzel bir şekilde sahnelendiğini düşünüyorum. Tiyatronun yönetmelerinden olan Eldon Johnson Romeo'yu, Veronica Yeager de Juliet'i oynuyordu bu gösteride.

Modern dans ve tiyartro tutkunu olun olmayın ilginizi çekeceğini düşündüğüm ve hiç sıkılmadan izleyeceğinize inandığım bir gösteri.

Her türlü klasik dansın modernleştirilmiş halleri olmak üzere, hip-hop, amerikan tarzı danslar (Beyonce -All the Single Ladies vb.), cha cha cha, tango, salsa gibi latin/salon dansları ve benim daha bilmediğim bir çok tarzda dansı içeriyor bu program.

Benim en çok etkilendiğim sahne Alanis Morissette'in "Uninvited" şarkısında sergilenen iki kişilik modern dans performansıydı. Teatral yönün en çok ağırlık kazandığı dans buydu bence.

TIM ile ilgili bir iki ufak not. İlk defa geldiğim bu gösteri merkezini çok beğendim. Mekan çok ferah, yuvarlak büyük bir sahnenin etrafına sıralanmış oldukça fazla sayıdaki rahat koltuklarla çevrelenmiş ve balkon ile locaları olan geniş bir salon. O kadar çok boş yer vardı ki (halkımızın dansa olan ilgisizliğinden mi, gösterinin haftaiçi olmasından mı yoksa fiyatların İstanbul şartlarına göre çok olmasa da ortalama izleyici kitlesinin vermekten çekinebileceği bir seviyede olmasından mı bilemiyorum) biz de ön sıralara geçerek çok rahat bir şekilde izleyebildik gösteriyi. Tuvaletlerde neredeyse hiç sıra olmadı, içeride 10-15 tane kabin olmasının bunda etkisinin büyük olduğunu düşünüyorum.
Dans tiyatrosu ve dans ile ilgili daha fazla bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Dans tiyatrosunun resmi internet sitesi